Üye ol

arkadas.biz ile ilgili en iyi teklifleri ve güncellemeleri alın.

― Advertisement ―

spot_img

Mülakatlarda En Çok Sorulan Sorular ve Nasıl Cevaplanmalı?

İş görüşmesine girmeden önce çoğumuz aynı şeyi düşünür: “Ya bana beklemediğim bir soru sorarlarsa?”Aslında çoğu mülakat birbirine benzer. İK uzmanlarının en sık sorduğu sorular...
Ana SayfaKişisel GelişimÖzgüven ve MotivasyonSahtekarlık Sendromu: Neden Başarılı Olduğunuza Bir Türlü İnanamıyorsunuz?

Sahtekarlık Sendromu: Neden Başarılı Olduğunuza Bir Türlü İnanamıyorsunuz?

O terfiyi aldınız. Projeyi herkesten önce ve en iyi şekilde siz bitirdiniz. Diplomanızı elinize aldınız. Sahneye çıktınız ve o konuşmayı yaptınız. Dışarıdan bakıldığında her şey mükemmel. Herkes sizi tebrik ediyor, başarınızı takdir ediyor. Ama ofisinizin kapısını kapatıp tek başınıza kaldığınızda veya gece yastığa başınızı koyduğunuzda, içinizi kemiren o soğuk ses fısıldıyor:

“Bir hata yaptılar. Benim bu kadar iyi olmadığımı anladıkları an her şey bitecek. Ben bir sahtekârım ve yakında foyam ortaya çıkacak.”

Eğer bu ses size acı bir şekilde tanıdık geliyorsa, öncelikle derin bir nefes alın ve şunu bilin: Yalnız değilsiniz. Hatta tam tersine, oldukça seçkin bir kulübün üyesisiniz. Albert Einstein’dan Maya Angelou’ya, Tom Hanks’ten Michelle Obama’ya kadar, kendi alanlarında zirveye çıkmış sayısız insanın hayatlarının bir döneminde bu hisle boğuştuğunu itiraf ettiği “Sahtekarlık Sendromu” kulübüne hoş geldiniz.

Peki, bu bir zayıflık işareti mi? Kesinlikle hayır. Tam tersine, bu his genellikle en zeki, en çalışkan ve en yetenekli insanların başına bela olur. Çünkü bu, bir yetersizlik belirtisi değil, bir öz farkındalık ve yüksek standartlara sahip olmanın bir yan etkisidir.

İçinizdeki Sabotajcının Fısıltıları

Sahtekarlık sendromu, başarınızı tesadüflere veya dış etkenlere bağlarken, başarısızlıklarınızı tamamen kendi yetersizliğinize mal eden bir düşünce kalıbıdır. Genellikle şu dört yalanı fısıldar:

  1. “Sadece Şanslıydın.” Başarınızın arkasındaki onca çalışmayı, uykusuz geceyi ve emeği görmezden gelir. Her şeyi doğru zamanda doğru yerde olmanıza bağlar.
  2. “Onları Kandırdın.” Yeteneklerinizin ve zekanızın bir yanılsama olduğuna, etrafınızdaki herkesi bir şekilde kandırdığınıza sizi inandırmaya çalışır.
  3. “Bu Seferlik Oldu, Bir Daha Yapamazsın.” Başarınızın tekrarlanamaz bir anomali olduğunu, bir sonraki projede veya görevde mutlaka tökezleyeceğinizi ve “gerçek” yüzünüzün ortaya çıkacağını söyler.
  4. “Aslında O Kadar da Zor Değildi.” Görevin zorluğunu küçümseyerek, elde ettiğiniz başarının değersiz olduğunu hissettirir. “Herkes yapardı” diyerek sizi sıradanlaştırır.

Bu sesleri tanımak, onları susturmanın ilk adımıdır.

Bu Duyguyu Bir Düşman Değil, Bir Müttefik Haline Getirmek

Bu histen tamamen kurtulmaya çalışmak yerine, onu anlayıp bir yakıta dönüştürmek mümkündür. Onu, sizi daha iyiye iten bir “kalite kontrol mekanizması” olarak kullanabilirsiniz.

  • “Yakalanma Korkusu”nu “Titiz Hazırlık” Olarak Kullanın: “Ya bir şeyi eksik yaparsam?” korkusu, sizi sunumlarınıza iki kat daha fazla hazırlanmaya, raporlarınızı üç kez kontrol etmeye ve işinizi en ince ayrıntısına kadar düşünmeye itebilir. Bu, sizi tembel değil, daha dikkatli ve daha hazırlıklı bir profesyonel yapar.
  • “Yetersizlik Hissi”ni “Ömür Boyu Öğrenme” Motivasyonuna Çevirin: “Bu konuyu bilmiyorum” paniği, aslında “Bu konuyu öğrenmek için ne harika bir fırsat!” demektir. Sahtekarlık hissi, sizi asla bildiklerinizle yetinmeyen, sürekli okuyan, araştıran ve alçakgönüllü kalan bir öğrenci yapar. Ve gerçek uzmanlar, her zaman öğrenci kalabilenlerdir.
  • “Yalnızlık Hissi”ni “İş Birliği” Fırsatına Dönüştürün: “Yardım istersem, yetersiz olduğumu anlarlar” düşüncesi sizi izole eder. Bunun yerine, “Bu konuda X’in benden daha iyi olduğunu biliyorum. Onun fikrini alarak hem projeyi güçlendiririm hem de yeni bir şey öğrenirim” diye düşünün. Bu, etrafınızdaki insanların yeteneklerini takdir etmenizi ve onlarla bağ kurmanızı sağlayan bir liderlik özelliğidir.

Sonuç olarak, o iç ses bir daha konuştuğunda ona düşman gibi davranmayın. Onu bir yol arkadaşı olarak görün. Size şunu hatırlatıyor: Hâlâ öğreniyorsun. Hâlâ alçakgönüllüsün. Hâlâ gelişiyorsun. Ve bu, sahtekâr olduğunuzun değil, doğru yolda olduğunuzun en net işaretidir.

Siz hiç sahtekarlık sendromu yaşadınız mı? Bu hisle başa çıkmak için kendi yöntemleriniz neler? Bu “başarılı insanların ortak sırrını” yorumlarda konuşalım.